UPLOAD BY RAR PAS Dosya Türü |
: Di_jean : www.oyun-forum.com : Sanal sürücü |




MİNUMUM SİSTEM GEREKSİNİMLERİ
Operating System: Windows® 95/98/ME
Processor: Pentium® 233 MHz or higher
Memory: 64 MB RAM
Hard Disk Space: 90 MB
CD-ROM Drive: 4x speed
Video: 8MB Windows® 95/98/Me-compatible video card*
Sound: Windows® 95/98/Me-compatible sound card*
DirectX: DirectX® 8.0a version (included) or higher
http://rapidshare.co...TYCOON.part1.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...TYCOON.part2.rar.htm 60mb
OYUN HAKKINDA BİLGİ...
İlk Monopol'üm ile tanıştığımda heralde 5 yaşında filandım. Tabi ki o yaşta ne yapacagımı bilmez halde kağıt paraları kemirip durmuştum ama ne yaptığımın farkında değildim. Dünyanın en ünlü board oyununu -bir tarihi- kemiriyordum. Neyse, tüm paraları yemeden aklım başıma geldi ve Monopoly oynamaya başladım. Artık "Bebek'e karşılık hangi tapuyu istersin?", "Sana iki tren yolu vereyim, sen bana Levent'i ver" ya da "Otelimde kalmanın kirası 50.000 lira, sökül bakalım paraları!" gibi laflar duymak bana hiç de yabancı değildi. Monopoly öyle bir icattı ki, yaşlılara ve gençlere meşkale olurken, bebeklere de kemirecekleri bi iki kağıt parasını verebileceğinizi düşünürseniz, her kesime hitab eden bir oyundu. Aradan yıllar geçti, çoğu zaman bilgisayar başından uzaklaşmak için oynadığım Monopoly en sonunda bilgisayar oyunu oldu.
Hemen yükleyip başına geçince ne diyebilirim ki, birazda olsa şaşırmıştım. Çünkü bir sürü arkadaşımla toplanıp bir bilgisayarda hotseat Monopoly oynuyacağımızı sanıyorduk. Ama bayağı bir yanılmıştık. Çünkü Monopoly evrim geçirip Monopoly Tycoon olmuştu. Bu Power Rangers'ın Süper Power Rangers'a dönüşmesi veya Pokemonların evrim geçirip büyümesi gibi birşey değildi tabi ki. Eski, basit, çok oyunculu ve eğlenceli Monopoly artık tek kişilik bir ticari strateji oyunu olmuştu...
Benim için her ne kadar yeni bir tür bilgisayar oyunu türü olsa da, ne yazık ki anlayamayacağım ve anlatamayacagım bir bilgisayar oyununu halen yapabilmiş değiller. Ama oynanması ve ögrenmesi zor oyunlar konusunda baya bir ilerleme kaydedilmiş diyebilirim. Nasıl oynanılacağını gösteren Tutorial bölümlerini bitirmek yaklaşık birkaç saatinizi alacak olsa da en azından oyunun zarlarla değil de mağazalar ve müşterilere yaptıgınız satışlarla döndüğünü anlamanıza yardımcı olacaktır.
Oyunun nasıl oynanıldığına gelince, önce oyunun amacını bilmeliyiz ki bu her bölümde değişmeyi seven bir amaç. Bazı bölümlerde belli zamanda en yüksek kar, en yüksek günlük kar, en yüksek holding değeri gibi amaçların yanı sıra belirli satış sayısına ilk ulaşma, rakipleri batırmak ya da ilk oteli dikmek gibi amaçlara kadar degişebilen geniş bir yelpaze var.
Sonuç olarak amaç ne olursa olsun, sağlam alışveriş mekanları yaratmazsanız, yani sabit bir gelir kaynağınız olmazsa batmamanız olanaksız, yani ben battım da oradan biliyorum. Oyundaki zaman 24 saat bazında alınmış, buna göre şehirdeki insan sayısından tutun, gökyüzünün rengi ve açık olan mağazaların cinsi bile değişiyor. Sabahları, ekmek fırını, elbise magazası, kitapçı, kafe, doktor, balıkçı, kasap, gazeteci vs küçük ve ucuz ama çok satış yapan mağazalar açılırken geceleri kapandıklarında tiyatro, sinema, gazino, disco, bar, restorant, bilardo salonu ve kuyumcu gibi yüksek kar ama ama az satış yapan mağazalar açılıyor. Mağazaları nereye dikiceğinize gelince, aynı tip magazalar kesinlikle yan yana olmalı. Demek istediğim, bir blok'a ilk olarak cinema gibi gece magazalarından biri dikilmiş ise yanına bir kasap açacagınıza bir bar açmakta fayda var. Böylece daha fazla müşteri çeken gece ve gündüz alışveriş mekanlarını oluşturmaya başlamış olacaksınız.
Tabi ki hangi mağazayı dikmeniz gerektiğini bilmeniz alışveriş mekanı oluşturmaktan daha önemli. Hangi binayı dikmeniz gerektiğini, her bloğun apartmanında oturan insanlara sorarak anlayabilirsiniz. Mesela evde oturanlardan 20 tanesi gazete almak, 19'u kitap, 15'i elbise, 14'ü et, 13'ü sinama vb. istiyorlar diyelim. Bu blok'a veya aynı renkteki bir yan blok'a hemen bir gazeteci, ardından bir kitapçı ve elbiseci açmalısınız. Açtığınız her dükkana kira ödediğinizi unutmassanız kira alınma zamanlarında daha mutlu olursunuz. Eğer müşterileriniz size yetmiyorsa yeni evler dikerek müşteri sayısını arttırmak da elinizde.
Oyundaki gün sistemi de ilginç bir durum ama herşey buna bağlı, sabah 7'de herkez uyanır, ögrenciler okula, çalışanlar trenle işlerine gider. Saat sabah 9'da dükkanlar açılır ve evde kalan azgın müşteriler sokağa salınır. Saat öğleden sonra 5'i gösterdiğinde ögrenciler evine döner. Saat akşam 6'ya kadar alışveriş yapan bu insanlar, akşamdan sonra sinema, bar ve tiyatrolara giderler. 12'de gece mağazalarıda kapanır ve herkez yatmaya gider. Aynı zamanda parası sıfırın altına düşenler ise eğer bir önceki gün saat 12'de de paraları sıfırın altındaysa oyundan çıkarılır yani iflas ederler. Sabah 6'da kiralar ödenir ve dükkan "stoklar"ı yenilenir... Tüm bu 24 saat zinciri bittiğinde 5 yıl bitmiş demektir; "Ha? Nasıl yani?". Yani öyle birşey ki bu Monopoly Tycoon'un geçtiği gezegen kendi etrafında 5 yılda dönüyor, işte böyle birşey olmalı yani ben öyle uydurdum.
Yıllar geçtikçe oyundaki arabalar ve binaların yenileşmesi dışında, yeni magaza sektörleri de açılıyor. Oyun genelde 1935 yılında başladığından, 1945'te dondurmacı, balo ve bilardo salonu icat oluyor. Bu icatlara göre evlerde oturanların istekleri de değişiyor doğal olarak. Evlerdeki insanların isteklerindeki sayı ise kaç stok eşya almak istediklerinin gösteriyor. Diktiğiniz her mağaza büyüklüğüyle orantılı bir stok sayısına sahiptir. Mesela bir ev 30 kitap almak istiyorsa 2x2'lik bir Kitapçı ancak 20 stok karşıladıgından geri kalan 10 kişi gidip başka bir kitapçı arar. Ama kitapçı 3x2'lik yani biraz daha büyük olsaydı 32 stock satabilirdi. Ama unutmayın ki mağazanız veya binanız ne kadar büyürse o kadar fazla kira ödersiniz. Ayrıca, elinizde kalan her stok da sizin için bir zarardır.
Kiralardan kurtulmanın bir yolu var elbette, aynı monopoly'deki tapu alma olayına benziyor ama aynısı değil. Devletten işletme ve imar hakkını almak istediğiniz blok için açık arttırma başlıyor ve bunu kazanırsanız bazı haklarınız oluyor. Mesela, üstündeki rakip mağazalarını satın alabiliyorsunuz ve o bloktaki rakip binalar devlete değil size kira ödüyor, aynı zamanda o bloktaki evleriniz kira vermiyor ve eğer isterseniz o blok'a sizden başka kimse bir bina dikemiyor. Eğer aynı renkteki 3 blok'un imar izin de sizdeyse, o renkteki bloklara oyunun en iyi gelir getiren binasını yani Otel'i dikebiliyorsunuz (aynı monopoldeki gibi).
Oyunun daha bir çok karmaşık kuralı olsa da ticareti seven oyunculara eğlenceli dakikalar öneriyor. Güzel dizaynlı görüş açıları ile tüm şehrin yaşadığını ve geçen zamanla değiştiğine şahit olabilirsiniz. Müziklere gelince haydi sanayileşelim havasındaki eylenceli müzikler gerçekten tam puan hakediyor. Her ne kadar masaüstü kardeşi Monopoly kadar her kesime hitap etmesede Monopoly Tycoon ticari oyunlar arasında yerini çoktan almış gibi gözüküyor.
Oyun inceleme Trgamer'den alıntıdır