0034--Titan Quest: Immortal Throne
Titan Quest: Immortal Throne
http://rapidshare.co...hrone.part01.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part02.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part03.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part04.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part05.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part06.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part07.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part08.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part09.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part10.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part11.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part12.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part13.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part14.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part15.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part16.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part17.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part18.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part19.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part20.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part21.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...hrone.part22.rar.htm 66mb
MİNUMUM SİSTEM GEREKSİNİMLERİ
Windows 2000/XP
1.8 Ghz Intel Pentium IV veya eşdeğeri
512 MB RAM
64 MB Geforce 3, Ati 8500 ve üzeri erkan kartı
OYUN HAKKINDA BİLGİ...
Diablo ne oyundu ama? Çıktığı zamandan beri hiçbir zaman popülaritesini kaybetmedi, hatta şu zamanlarda bile oldukça oynanıyor. Şu ana kadar çıkan hiçbir benzer oyun onun yanına bile yaklaşamadı. Kimisi onun gibi olmaya çalıştı, kimisi de birkaç farklılık ekleyip herşeyi daha da kötü yaptı (herkes Blizzard'dan Diablo 3'ün gelmesini bekliyor ama herhangi bir açıklama henüz yok, daha çok bekleyeceğiz gibi gözüküyor). Ta ki 2006'nın sıcak bir Temmuz gününde Titan Quest piyasaya çıkana kadar... Kim ne derse desin bana göre şu ana kadar Diablo'nun başarısına bu kadar yaklaşabilen bir aksiyon-RPG oyunu daha çıkmadı. Her ne kadar Diablo'ya oldukça benzeyen bir oyun olsa da, güzel grafikleri ve atmosferi ile Titan Quest oldukça tutuldu ve oynandı. Tabii bunda oyunun yapım ekibinin başında Age of Empires'ın yapımcılarından Brian Sullivan'ın bulunmasının da etkisinin oldukça büyük olduğu su götürmez bir gerçek. Oyunun başarılı yönleri olduğu kadar eksik yanları da vardı. Titan Quest'in eksileri detaylı bir karakter yaratma imkanına sahip olmaması, rastgele harita yaratma ve rastgele eşya düşme sisteminin olmamasıydı (hikaye olarak da pek iyi değildi ama bu tür oyunlarda hikayeye pek bakılacağını zannetmiyorum, gerçi Diablo'nun hikayesi de çok güzeldi). Titan Quest Yunan Mitolojisi'ni konu alıyordu ve bizi Yunanistan, Mısır ve Çin gibi ülkelere götürüyordu. Tüm mekanların ayrı bir havası vardı ve oyun kendini oynatmasını iyi biliyordu. Oyunu bitirip bilgisayarlarımızdan sildiğimizde ise oyunun yapımcısı Iron Lore oyun için bir genişleme paketi hazırladığını duyurdu. Eğer hazırsanız ölüler diyarına olan yolculuğumuza başlayabiliriz. Underworld'e hoşgeldiniz...
Your Gods Will Not Save You!
Titan Quest'i çıktığı zaman oldukça eğlenerek oynamıştım ve başından kalkmadan bitirmiştim. (40 saat boyunca uyumamıştım ve yemek yememiştim, gerisini siz düşünün) Oyuna yeni bir genişleme paketi geleceğini duyduğumda ise ne kadar sevindiğimi inanın anlatamam. Genişleme paketini de aldığımda hemen başına oturup soluksuz bir şekilde bitirdim. Oyun hakkındaki izlenimlerim oldukça olumlu yöndeydi. Yapımcı firma yine oldukça güzel eklentilerle ve eski oyunun eksikliklerini gidererek her zaman olduğu gibi iyi bir oyuna imza atmış. İsterseniz hemen oyunu açıklamaya başlayayım. Oyunun hikayesini anlatmadan önce ilk oyunu oynamamış veya bitirmemiş olanlar bir alttaki paragrafa geçebilirler zira bu kısımda oyunun sonunu öğrenebilirler. Immortal Throne, Titan Quest'in son yaratığı Typhon'u Olympus dağında öldürmemiz ile başlıyor. Typhon'u öldürünce yeni bir boyut kapısı açılıyor ve kendimizi Rodos şehrinde buluyoruz. (Immortal Throne orjinal oyuna 4. senaryoyu ekliyor) Biraz dolaşıp insanlarla konuştuktan sonra anlıyoruz ki Titan'ların sonu gelmemiş. Amacımız Underworld'e gidip ölüm tanrısı Hades'i yok etmek. (biri Diablo mu dedi ?) Yol boyunca 8 tane şehri (bunların hepsi ilk oyuna göre çok ama çok büyük hazırlanmış) ziyaret ediyoruz ve buralardaki ana görevlerin dışında istersek de yan görevleri yapıyoruz. Tüm görevleri yaparsanız oyun sizi rahatlıkla bir 15-20 saat oyalayacaktır. Ölüler diyarı gerçekten oyuna çok güzel bir şekilde aktarılmış, oralarda dolaşırken içiniz bir garip oluyor.
Öncelikle Immortal Throne'u oynayabilmeniz için Titan Quest'e sahip olmanız gerekiyor. Eğer eski oyunda yarattığınız karakteriniz duruyorsa oyun yüklenince karakterinizi Immortal Throne'da da kullanabiliyorsunuz. Şimdi geldik en önemli meseleye, eğer Titan Quest'teki kayıt dosyalarını ve karakterinizi sildiyseniz, genişleme paketini oynayabilmeniz için ilk önce tekrardan Titan Quest'i bitirmeniz gerekiyor. Açıkçası bu olay oyunu bitirip kayıt dosyalarını saklamayan insanlar için oldukça üzücü bir durum, oyun en azından 30 veya 40 seviyelerinde baştan karakter yarattırıp genişleme paketini oynamamıza izin verebilirdi. Kayıt dosyalarınız elinizde bulunmuyorsa tek yapacağınız 40 saatlik oyunu en baştan tekrardan oynamak. Neyse ki Immortal Throne'un eklentileri sayesinde oyunu baştan oynamanız pek sorun olmuyor. (en azından benim için olmadı)
Underworld Dreams
Gelelim genişleme paketinin oyuna eklediği yeniliklere ve özelliklere, Immortal Throne öncelikle oyuna yeni bir senaryo, 8 yeni şehir, yeni bir yetenek (Dream Mastery), yüzlerce yeni eşya, 20 yeni yaratık ve birçok yeni özellik ekliyor. İlk olarak envanteri otomatik sıralama özelliğinden bahsetmek istiyorum. Bu özellik sayesinde oyun boyunca envanterimize kattığımız eşyalar yakınlık ve benzerlik açısından ardı ardına sıralanabiliyorlar. Aslında bu özellik bana göre ilk oyunda da olmalıydı, insanı teker teker eşyaları düzeltmekten kurtarıyor ve son derece kullanışlı. Ayrıca artık bazı şehirlere karavanlar ve büyücüler (Enchanters) eklenmiş. Karavanlara eşyalarınızı bırakabiliyorsunuz ve istediğiniz şehirden daha sonra alabiliyorsunuz (ölüler şehrinde bile olması insana gerçekten garip geliyor, düşünsenize hayalet bir satıcı). Aynı zamanda karavanın kapasitesini para vererek arttırabiliyoruz. En güzeli ise karavana koyduğumuz eşyaları aynı bilgisayar üzerinde yarattığımız diğer bir karakter ile alıp kullanabiliyoruz. Anlatacak olursam, mesala büyücü bir karakterle oynarken aldığımız bir kılıcı karavana koyarsak, bilgisayarımızda bulunan savaşçı karakterimiz ile o kılıcı alıp kullanabiliyoruz. Büyücüleri ise bulduğumuz formüller sayesinde elimizdeki malzemeleri kullanarak yeni eşyalar (Artifact) yaratabildiğimiz yer olarak anlatabiliriz (yarattığımız bu eşyaları üzerimize takabiliyoruz). Aynı zamanda burada silahlarımıza ve giysilerimize eklediğimiz kalıntıları (Relic) parçalatıp çıkartabiliyoruz. Tabii bu kısımda birini seçmemiz gerekiyor, ya kalıntı yok oluyor ya da giysi veya silahımız (bunların hepsi tabiki oldukça para gerektiriyor). Oyuna eklenen bir diğer özellik ise yeni büyüler (Scrolls), bu büyüler yaratıklardan veya sandıklardan çıkabiliyor (satın da alabiliyorsunuz tabiki) ve bir kere kullanılabiliyorlar, aynı zamanda etkileri de oldukça yüksek. Bir diğer özellik ise artık ölürsek, öldüğümüz yerde mezar taşımız çıkıyor eğer gidip ona tıklarsak öldüğümüzde kaybettiğimiz yetenek puanını tekrardan alabiliyoruz. Immortal Throne ilk oyuna göre oldukça zor olarak hazırlanmış, bir an bile olsun boş kalmıyorsunuz ve yaratıklar etrafınızı sarıyor, bölüm sonu yaratıkları ise oldukça zorlu olarak yapılmışlar. Kısacası oyunun sonuna kadar aksiyon hiçbir zaman duraklamıyor. Son olarak anlatacağım ise yeni yeteneğiniz Rüya (Dream Mastery). Bu yetenek agresif oyuncular için oldukça güzel bir seçenek ve çok güçlü özelliklere sahip. Bu yetenek sayesinde görünmez olabilir, yeni bir yaratığa sahip olabilir ve zamanla oynayabilirsiniz. Bu yetenek oldukça taktik gerektiriyor ve oyun boyunca birçok taktik geliştirebiliyorsunuz. Oyuna bu kadar yeni özellik eklenmiş ama yine erkek ve bayan olmak üzere iki karakter yer alıyor karakter ekranında, böyle bir oyunda kendi karakterimizi istediğimiz gibi yaratamamamız bence son derece büyük bir eksi olarak duruyor.
Diablo Oynuyorum Sanki
Oyun, oynanış açısından kusursuz olarak hazırlanmış, eğer bir Diablo veya benzeri bir aksiyon-RPG oyunu oynadıysanız oyuna rahatlıkla alışabilirsiniz. Oyunu izometrik bir açıdan oynuyor ve farenin sol tuşu ile hareket edip yaratıklara vururken sağ tuşu ile istediğimiz büyümüzü kullanabiliyoruz (tabii istediğiniz gibi ayarlayabiliyorsunuz bunları). Daha önceden bu tür bir oyun oynamamış olsanız bile bu oyunu birkaç saat oynadıktan sonra oyuna rahatça alışabilirsiniz. Yaratıkları öldürdükçe ve görevleri yaptıkça yetenek puanları alıyoruz ve seviye atlıyoruz. Ne zaman seviye atlayacağınızı ekranın altında bulunan yeşil barın dolmasından anlayabilirsiniz. Seviye atladıkça karakterimize yeni özellikler ekleyebiliyoruz. Oyunda şehirlerde bulunan insanlardan ana ve yan görevler alıyoruz ve bu görevleri yapıyoruz. Anlayacağınız oyunun oynanışının diğer aksiyon-RPG oyunlarından pek bir farkı yok. Oyunun arayüzü oldukça sade hazırlanmış, ekranın alt kısmında bulunan barın sağ tarafı envanter, görev, yetenek gibi menüler içerirken, sol tarafta ise aldığınız enerji, büyü gibi yetenekleriniz bulunuyor (zaten bunları ilk Titan Quest'i oynadıysanız biliyorsunuzdur ama ben gene de oynamayanlar için anlatmak istedim). Bunların üzerlerine birer kez tıklayarak veya kısayol tuşlarına basarak kullanabiliyoruz. Oyunda yaratıkları öldürdükçe ve sandıkları açtıkça birçok eşya düşüyor, "Alt" tuşu ile bu eşyaları görebiliyoruz ve alabiliyoruz. "Alt" tuşu sadece envanterimizde bulunan eşyalardan daha iyi olan eşyaları gösterirken "Z" tuşu ise tüm eşyaları gösteriyor (benden size bir tavsiye, oyunda bulduğunuz gerekli ve gereksiz tüm eşyaları alın envanteriniz dolduğunda ise herhangi bir şehire ışınlanın ve gereksiz eşyaları satın. Böylece kısa yoldan zengin olabilirsiniz). Oyuna yüzlerce yeni eşya eklenmiş, eğer çok paranız varsa hepsini denemenizi tavsiye ediyorum. İlk oyunda ne kadar zengin olursanız olun eşya sayısı ve türü kısıtlı olduğu için paramızı harcayacak bir yer bulamıyorduk (Artifact'ler ve Scroll'lar zaten yeterince para istiyorlar). Bu arada aklıma gelmişken belirteyim, oyunu bir kez bitirip bir kenara atmayın, oyunu yüksek seviyelerde oynadıkça birçok yeni eşya ve düşmanla karşılaşabiliyorsunuz. Oyunu bir kez bitirmeniz, oyunda bulunan birçok şeyi kaçırmanız anlamına gelecektir.
Çoklu Oyuncu Modu Ne Alemde?
Oyun internet veya LAN üzerinden oldukça kapsamlı bir çoklu oyuncu özelliğine sahip. Aslında ilk oyunda ne varsa bu oyunda da o var, ne eksik ne fazla. Çoklu oyuncu modunda ister internet üzerinden ister LAN üzerinden istediğiniz arkadaşınızla oyundaki veya internette yayımlanmış bölümleri oynayabiliyorsunuz. Hikaye modunu arkadaşlarınızla oynamak gerçekten çok eğlenceli olabiliyor, arkadaşlarınız arasında konuşabiliyor ve eşya alışverişi yapabiliyorsunuz. Ama PVP modu hala resmi olarak desteklenmiyor, eğer PVP oynamak istiyorsanız internette yayımlanan haritaları veya modları oyuna yüklemeniz gerekiyor. Bu kadar güzel bir oyunda PVP desteği olup da bunun için haritalar olmaması gerçekten insanı düşündürüyor. Ayrıca zaman zaman çoklu oyuncu modunda yavaşlamalar görülebiliyor. Oyunun internet servisinde bulunan bazı sorunlar genişleme paketinde de devam ediyor. Ama ne olursa olsun eğer oyuna sahipseniz yüksek zorluk seviyelerinde bir kere olsun online olarak oynamanızı şiddetle tavsiye ediyorum, oldukça zevk alacaksınız.
Diablo'nun Grafikleri Böyle Olsaydı?
İlk oyunu oynadıysanız oyunun grafiklerinin ne kadar başarılı olduğunu zaten az çok biliyorsunuzdur. Genişleme paketinde de bu durum değişmemiş ve oyunu oynarken grafiklere hayranlıkla bakıyorsunuz. Otlar rüzgarın etkisiyle ve siz onların arasından geçtikçe savruluyor. Karakterlerin ve yaratıkların animasyonları son derece yumuşak ve başarılı olarak hazırlanmışlar, gece gündüz dönüşümü, kullandığınız büyülerin efektleri, su efektleri ve sulardaki yansımalar oldukça başarılı bir şekilde hazırlanmış ve çok güzel gözüküyorlar. Bunlar ilk oyunda da vardı ama halen güzel gözüküyorlar (yakın zamanda piyasaya sürülen ve oynadığım diğer bir aksiyon-RPG oyunu Silverfall'a göre daha iyi grafiklere sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim). Zaten grafiklere pek bir eklenti yapılmasa da yapımcı firma oyunun grafik motorunu genişleme paketinde ilk oyuna nazaran daha başarılı bir şekilde kullanmış. Oyundaki hiçbir mekan birbirine benzemiyor ve mekanlardaki hiçbir ayrıntıdan da kaçınılmamış, ayrıca oyundaki ışıklandırmalar da oldukça geliştirilmiş. İlk oyunu oynayanlar hatırlayacaktır, birçok mekan birbirine benziyordu ve bu da insanı zaman zaman sıkabiliyordu.
Fizik efektlerine ise söyleyecek hiçbir söz bulamıyorum, eğer çok güçlü bir büyü yaparsanız yaratıkların havaya uçmaları, vuruş gücünüz çok yüksek ise yaratıkların vuruşunuza göre savrulmaları çok başarılı... Tüm bunlar oyunu oynarken insanı eğlendiriyor ve hoşça vakit geçirtiyor (ama oyunu oynarken kendime hep Diablo böyle grafik ve fizik efektlerine sahip olsa nasıl olurdu, sorusunu sorup durdum). Tabii ilk oyunda görülen teknik hataları yapımcı firma düzeltmekle pek uğraşmamış gözüküyor, oyunun çökme gibi sorunları giderilse de mağara giriş ve çıkışlarında görülen yavaşlamalar (sadece mağaralarda değil zaman zaman oyunun herhangi bir yerinde oyun anlamsız bir şekilde yavaşlayabiliyor) aynen oyunda bulunuyor. Bu gibi hataların bu kadar zamanda düzeltilmesi gerekirdi diye düşünüyorum. İlk oyunda zaman zaman görülen, yaratık ve sandıklardan düşen eşyaların isimlerinin gözükmemesi hatası ise düzeltilmiş. Artık düşen tüm eşyaların isimleri eksiksiz olarak gözüküyor. Oyunun sistem ihtiyaçları da o kadar fazla değil. Ama tüm ayarlar açık olarak oynamak istiyorsanız Nvidia GeForce 6600 GT veya ATI X1600 Pro gibi ekran kartlarınızın olması gerekiyor. Intel P4 2.8 GHz, Nvidia 7800 GS, 1 GB DDR Ram'e sahip kendi bilgisayarımda oyunu tüm grafik özellikleri açıkken rahatlıkla ve hiç takılmadan (oyunda görülen hatadan dolayı zaman zaman takılıyor gerçi) oynayabildim.
Seslere ve müziklere gelecek olursak, kullanılan ses efektlerini ve müzikleri oldukça beğendiğimi söyleyebilirim. Ses efektleri son derece gerçekci ve başarılı bir şekilde yapılmışlar ve hiçbir ayrıntıdan da kaçınılmamış. Geceleri çekirgeler öterken sabah olduğu zaman ise kuşların cıvıltılarını duyabiliyorsunuz. Ayrıca ses efektleri bulunduğunuz mekana göre değişiyor, eğer bir deniz veya akarsu kenarındaysanız suyun sesini duyabiliyor, sisli bir ormandaysanız ise türlü değişik sesleri duyabiliyorsunuz. Silah ve büyülerin ses efektleri de çok güzel olarak hazırlanmışlar. Zaten oyunun seslerinde herhangi bir problem göze çarpmıyor, ses efektlerinin hepsi sizi atmosfere sokabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ayrıca oyuna 4 ve 5.1 hoparlör desteği eklenmiş, eğer sisteminizde 5.1 hoparlör var ise ses efektleri sizi iyice havaya sokacaktır. Karakterlerin seslendirmeleri ise profesyonel sanatçılar tarafından yapılmış ve seslendirmeler karakterlerin ruh hallerini oldukça güzel yansıtıyorlar. Oyunun müzikleri de son derece güzel, zaten ilk oyunun müziklerini de oldukça beğenmiştim, genişleme paketinde de birkaç yeni müzik eklenmiş ve son derece başarılılar. Kısacası sesler ve müzikler herşeyi ile ortalamanın üzerindeler ve yerli yerinde kullanılmışlar.
Titan Quest'e Doymadıysanız Buyrun Sizi Şöyle Alalım
Oyun hakkında son sözlerime gelecek olursam, Immortal Throne son derece güzel bir genişleme paketi olmuş. İlk oyunda görülen birçok hata ve eksiklik bu paket sayesinde giderilmiş (tabii bazıları hala duruyor). Ayrıca oyuna birçok yeni özellik ve eşya eklenmiş. Genişleme paketinin oynanış süresi yaklaşık olarak 15-20 saat arasında değişiyor, yani anlayacağınız genişleme paketi olarak bakacak olursak oyun son derece yeterli bir süreye sahip. Eğer Titan Quest'i hiç oynamadıysanız ve ikisini birlikte oynayacağım diyorsanız rahatlıkla 60 saatinize veda etmeniz gerekebilir. Immortal Throne’u tüm aksiyon-RPG severlere ve Diablo hayranlarına rahatlıkla önerebilirim. Ama tek eleştirdiğim nokta daha önce de dediğim gibi bu oyunda Diablo’daki gibi rastgele harita yaratma sisteminin, rastgele eşya düşme sisteminin ve detaylı karakter yaratma ekranının bulunmaması (kaç yıl öncesinin Diablo'sunda yer alan bu özelliklerinin 2007'nin oyununda olmaması insanı üzüyor, neyse en azından Hellgate: London'da olacak bu özellikler). Eğer ilk oyunu da alıp almamakta kararsız kaldıysanız bu oyunla birlikte onu da alın (zaten ilk oyun olmadan genişleme paketi çalışmıyor) ve hataları giderilmiş bir şekilde iki oyunu da oynayın derim. Ayrıca son olarak bölüm sonu yaratıkları ile savaşmanın oldukça zevkli olduğunu belirtmek istiyorum. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın, herkese iyi oyunlar.
isoo..
tip..ek paket...
|
 |
« : Nisan 22, 2007, 09:01:21 ÖÖ »
|
|
Titan Quest: Immortal Throne

|